Akciğer kanseri ameliyatımın öyküsü
“hayatımın kadınını bana tekrar kazandırdıkları için çok çok teşekkür ediyorum”
Merhabalar,
Bu hayatta herkes zor zamanlar geçirir ve bu nedenle tavsiye ve deneyime ihtiyaç duyar. İşte bu yüzden başımıza gelenleri ve nerede yardım bulduğumuzu sizlerle paylaşmak istedik. Geçtiğimiz Haziran başında eşim Yordanka Hanım’a ağır bir hastalık olan akciğer kanseri tanısı kondu.
Bu korkunç hastalık sayısız insan hayatına neden olmuştur, fakat biz kaderimize razı gelmeyi değil “bu hastalığı nasıl yenebiliriz” diye düşünmeye başladık. Bulgaristan’daki hekimler eşimin bulunduğu bu durumda akciğer kanserinin evresi nedeni ile ameliyat olmasının imkansız olduğunu, bu nedenle sadece kemoterapi ile tedavi olabileceğini fakat tedaviye iyi sonuç verenlerin yüzdesinin düşük olduğunu bizlere ilettiler. Şanslıydık ki aynı dönemde eşimin hastanedeki oda arkadaşı Acıbadem Hastanesi’ni bize tavsiye etti. Bunun ardından hemen Varna’daki Acıbadem ofisi ile irtibata geçerek net ve kesin bilgi aldık. Kaybedecek zamanımız yoktu, çünkü bir ay içinde tümör 11mm büyümüştü.
Bir kaç gün içerisinde Acıbadem Hastanesi aracı ile İstanbul yollarındaydık. Orada bizi güler yüzlü Elis Boduroğlu karşıladı- bize günün her saatinde destek olan tercümanımız.
Zaman kaybetmeden eşime PET/CT yapıldı, ve ertesi gün Prof. Dr. Semih Halezeroğlu– Avrupa’da adı şerefle anılan bir göğüs cerrahı muayene için başvurduk. Muayene başladıktan bir kaç dakika sonra, sanki onu yıllardır tanıyor hissine kapılıp bir arkadaşım ile sohbet yapıyor gibiydik. Eşim, insanlara çok zor güvenen biri olmasına rağmen onun dikkatli tutum ve yardım etme arzusundan büyülendi ve hemen tedavisin onun yapmasına karar verdi. Bu hasta ve doktor arasında mükemmel bir temastır. İyi bir doktor olmak, öncelikle iyi bir insan olup hastanın güvenini kazanmaktır.
Prof. Halezeroğlu bizim gibi tıptan anlamayan insanlara sorunun ne olduğunu ve bu durumda nasıl bir tedavi uygulanması gerektiğini çok dikkatlice anlattı. Bizlere Bulgaristan’daki hekimler ile ilgili kötü bir söz söylemeden onların yanlışının nereden kaynaklandığı dile getirdi. Sonuç olarak tümörün opere olabileceği ve tamamen alınabileceği anlaşıldı. Hiç zaman kaybedilmeden iki gün sonrasında ameliyat gerçekleştirildi ve sol akciğer lobu alındı. Ameliyat bölgesinde kesi yeri sadece 7-8cm’di, ve iki gün sonrasında eşim çok ufak bir yardım alarak ayağa kalktı ve hastane içerisinde tek başına 2 defa tur attı. Her gün Prof. Halezeroğlu günde 2 defa, ekibi ile birlikte hastamızın durumunu takip edebilme adına vizit yaptı. Genç doktor ve hemşirelerin profesörümüze gösterdikleri saygı beni etkiledi. Profesörümüzle aynı ekipte yer alan Dr. Gökhan Ergene için günümüzde ve iler ki yıllarda da sadece güzel sözler duyulacağından eminim. Parlak gülüşüyle, hızlı ve net cevaplarıyla karşısındaki insanın hemen güvenini kazanabiliyor. Hemşirelerimiz- bizim onlara taktığımız isim ”iyi kalpçikler”, acil butonuna bastıktan sonra en fazla 15 saniyede odamızda olup, işlerini dikkatli ve büyük bir profesyonellik ile yapmaktalar.
Prof. Dr. Semih Halezeroğlu ve ekibine, hayatımın kadınını bana tekrar kazandırdıkları için çok çok teşekkür ediyorum. Ümit ediyor ve en içten diliyorum ki daha uzun uzun yıllar insanlara yardım etmeye ve onlara yaşama sevincini geri vermeye devam eder.
Saygılarımla
Yordanka ve Hristo Mihaylovia